1937 1940 1941 1942 1944 1945 1946

 

Mimar Sinan Üniversitesi'nin kapısında bir adam bas bas bağırmaktadır:

"hırsız vaaaaaarrrrrr!" diye..

Elinde tahta bir valiz olan "hırsız" ise, önce arkasına bir bakar.. Neye uğradığını şaşırmıştır ama, kaçması gerektiğine karar verir ve elinde ağır bir valiz olmasına rağmen Beşiktaş'a doğru koşmaya başlar..

Arkasından koşanlar olsa da kimse yetişemez.. Çünkü koşan adam,

Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün Atletizm Şubesi'nin

kaptanı Tolon Tosun'dan başkası değildir..

 

1947

1948

1948

1949

1950

1951

1951

1952

 

"Çaldığı" şey, Mimar Sinan Üniversitesi'nde hiç kullanılmayan ve belki de bir kaç tane olan insan iskeletidir..

 

"Çalma" nedeni, okuduğu İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ndeki öğrencilerin böylesi bir iskelete ihtiyaçları olmasına karşılık bulamamalarıdır..

 

Arkasından "hırsız var!" diye bağıran ise, kendisine bu fikri veren ve iskeleti "çalmasına" yardım eden, Mimar Sinan Üniversitesi'nde öğrenci olan arkadaşından başkası değildir.. Tolon gibi bir maratoncuyu kimsenin yakalayamayacağını bildiği için küçük bir muziplik yapmak istemiştir..

 

Şimdi aklınıza "kimsede araba yok mu?" sorusu gelmiştir muhakkak ama, sözünü ettiğimiz olay 1960'lı yılların başlarında olmuştur..

 

1933 yılında doğan Tolon Tosun; 1948 yılında ilk maraton koşusunu yapar ve aynı günün akşamı tutmaya başladığı "Maraton Günlüğü'ne" şu notu yazar:

 

"27 Ocak 1948 Pazar sabahı saat 9.30 Mohaç kır koşusu Mecidiye köyünde yağmurlu bir havada başladı. Koşuya 127 kişi girdi, mesafe 3000 m. Bu koşu hayatımın ilk müsabakasıydı onun için çok korkuyordum."

 

İlk koşusunda, koşunun bitimine 20 metre kala iki kişi tarafından geçilir ve sekizinci olur..

 

40 gün sonra, 7 Mart 1948'deki 4500'lik koşu ise hayatının 5. koşusudur ve 3. gelerek bir "kaşkol hediye" alır..

 

1952 1953 1954 1955 1955 1956 1956 1957

 

Son iki koşusu arasında 2 yıl 3,5 ay ara vermesine karşılık, hayatı boyunca toplam 94 maraton koşar Tolon Tosun ve bunların hepsi için "Marjlı Defter"ine tek tek notlar tutar..

 

Kimi koşuda köpeklerin saldırısına uğrar, kimisinde birinci olarak bitirmesine karşın, önce dördüncü sonra da beşinci ilan edilir.. Bu koşu için yazdığı yorumdan, ne kadar duygusal bir kızgınlık yaşadığı rahatlıkla anlaşılır:

 

"Organizasyon diye bir şeycikler yoktu."

 

Kaptanı olduğu Beşiktaş'ın antrenmanlarında Beşiktaş rekorları kıran Tolon Tosun, günlüğün kenarına, koşunun kaçıncı "müsabaka" olduğunu da devamlı not eder.. Ne var ki bir ara sayıyı karıştırır.. Fark ettiği zaman da düzeltmekten geri durmaz.. Buradan anlaşılacağı üzere, notlarını dönüp dönüp okumakta ve böylece tekrar tekrar koşmaktadır..

 

İlk koşusu için "o kadar halsizdim ki koşudan sonra ayakta dahi duramadım" diye yazan Tolon Tosun, seksen dokuzuncu müsabakasında da fenalaşır ve günlüğüne; "koşunun 4.cü km.sinde kramplanarak yarışamadım. Buna rağmen koşuyu bitirdim, çünkü şimdiye kadar hiç müsabaka terketmemiştim" diye yazar.. Ne acı ki, bir sonraki yarış, hayatında terk ettiği ilk yarış olur.. Hem de 40 km.lik yarışın 39. km.sinde bayıldığı için terk etmek zorunda kalmıştır.. Günlüğünden okuyalım:

 

"35 km. (2s. 16) ve bundan sonra çok acaipleştim. 39. kmde bayılmışım böylece hayatımda ilk defa bayıldım ve ilk defa koşu terkettim. İlk yardım hastahanesinde kendime geldim."

 

O yarışı birinci bitiren, takım arkadaşı Selahattin Yıldız'ı arayıp buldum.. İşte O'nun bu koşu ile ilgili anlattıkları:

 

"Onun hayatındaki en önemli koşu; 9,4,1955'te koştuğumuz maraton yarışıdır. Bu maratona Tolon'la birlikte hazırlandık. Fakat Tolon biraz tempocu adamdı. O 5000 m., 10000 m. koşularındaki temposuyla yarışı bitireceğini hesap etmiş. Ve yarış İnönü Stadı'nda başladı. Maçka'yı beraber çıktık. Mecidiyeköy, Hacı Osman bayırından aşağı sahile inip sahil yolundan geliniyordu. 25 km.'ye geldiğimiz zaman, Tolon beni büyük farkla geçmiş durumdaydı. 30 km.'ye geldiğimiz sırada, Tuncay Sözer '5 dakika önde senden' dedi.. Bebek'e geldiğimde 6,5 km. filan kalıyordu İnönü stadına, dediler ki 'aranız 3 km.' demek ki arayı kapatıyordum. Ortaköy'e geldiğimde yakaladım Tolon'u. O kadar tempoyla koşmuş ki, kendini bitirmiş. Büyük bir derece yapacağım diye bitirmiş kendini. Şeref Stadı'na kadar beraber geldik. Sonra arkadan seslendiler, 'Mıgır geliyor'. Ben de kaçtım. Çünkü Tolon yavaş gidiyor, belki de kalacak. Birinci geldim, arkamdan Mıgır geldi ama Tolon yok. Sonra diğer arkadaşlar geldi, 'Tolon terk etti ama, bitik durumda! dediler. Yani tempoya uymuş, kendini harcamış."

 

1957

1958

1959

1960

1962

1964

1965

1968

 

Bu yarıştan sonra, arkadaşı Selahattin'e: "Bizim işimiz değil bu, bırakalım" der.. Kabul eder Selahattin ve antrenmanları bırakır.. İstanbul birinciliğini kazanmış olmasına karşılık, bir sonraki Türkiye Birincilikleri'ne katılmaz.. Ne var ki Tolon'a yarış terk etmek çok acı gelmiştir.. Türkiye Birincilikleri'ne Haydar Erturhan, Ahmet Aytar, Ali Rıza Kasapoğlu, Mustafa Eken, Rüştü Erdoğan ile birlikte Tolon Tosun da katılır ama, taktiği yine aynıdır.. Teşkilatta görevli olan Selahattin Yıldız, arabayla takip etmektedir yarışçıları.. İşte O'nun izlenimleri:

 

"Haydar Erturhan, Ahmet Aytar gibi bizden çok güçlü addamları bırakmak suretiyle gene aynı taktikle koştu. Hacı Osman'dan inerken de Sarıyer'den dönerken de çok ilerdeydi. Lido'ya kadar başta geldi ancak Lido'dan sonra ayakları geri geri gitmeye başladı. Nitekim Haydar Erturhan ile Ahmet Aytar stada 1. ve 2. geldiler. Tolon bitmiş olmasına rağmen yarışı terk etmedi. Stada girdiği zaman, geride kalan rakipleriyle arasında çok büyük bir ara vardı. Stada girdikten sonra bir tur koşmak gerekiyordu. Tolon o bir turu o kadar zor koştuki; düştü düşecek, düştü düşecek. Son yüz metrede bir öyle bir böyle gidip aynı yerde sayıkladı. Stattaki herkes ayağa kalkmış ne olacağını bekliyordu. Ondan önce de İngiltere'de bir atlet aynı böyle bitirmişti."

 

Sonunda yarışı derecesi iyi olmamakla birlikte 3. olarak bitirir Tolon.. Selahattin Yıldız'ın son yorumu şöyle olur:

 

"Maraton için çok kötü bir taktik uyguladı çünkü, maraton asıl 35. kilometrede başlar. Ondan önce katıldığımız bütün yarışmaları, bütün denemeleri hep kazanmıştı ama, maraton için yanlış bir taktik uygulamakta inat ediyordu. Bir de önceki yarışta bana bırakalım demeseydi, belki birlikte daha iyi hazırlanırdık, daha iyi bir derece alabilirdik."

 

1958 yılında, uzun bir aradan sonra tekrar maratona dönen Tolon'un "Atletizm yapmak hoş şey, ama vakit olursa..." demesinden, iş hayatına başladığı anlaşılıyor.. Diş hekimliğine başlayan Tolon Tosun maratonu bırakır ama, Beşiktaş Kulübü ile bağlantısını hiç koparmaz..

 

Bir çok arkadaşına olduğu gibi, Yılmaz Soysal'ın da atletizme başlamasını Tolon Tosun sağlamıştır.. Yılmaz Soysal o günleri anlatırken Tolon Tosun'a olan minnettarlığını dile getirmeden etmez:

 

"Kabataş Lisesi son sınıfındaydım. Orta okuldayken astım hastası olduğum için jimnastik derslerine giremezdim. Kabataş Lisesi birinci sınıfa geçtiğimde, jimnastik hocası 'Sen niye girmiyorsun' diye sordu. Astım olduğumu anlattım. 'Benzer durumdaki birçok kişiye yaptığım bir tavsiye var. Herkes sabah 8'de okula geliyorken sen 7.30'da geleceksin. Deniz kenarına gideceksin, denizin yosunlu olduğu bir yerde derin derin nefes alacaksın. Bir gün 70 ise, ertesi gün 80, sonra 90 nefes.'

 

Derken ben astımdan kurtulduğum gibi, spora başladım. O dönemlerde Cambrich, Oxford yarışları gibi bizde de Kabataş, Haydarpaşa, Galatasaray üçlü yarışları vardı. Kabataş Lisesi'nin kaptanı da Tolon'du. O müsabakalar için öğrenciler arasında seçme yapardı. Lisenin öğrencilerini Şeref Stadı'na getirir, hurra koşturur, koşanların içinden beğendiklerini seçerdi. Beni 1500 metre koşturdu. Sonra da Beşiktaş Atletizm Kulübü'ne getirdi. Böylece 1951 senesinde Beşiktaş'ta atletizme başladım."

 

Aralarında yaş farkı olmasına karşılık, üniversiteler arası koşuda birbirlerine rakip de olurlar.. Yılmaz Soysal öğrencisi olduğu İTÜ takımındadır ve ikincilik kazanır.. Ne var ki birinci, İÜ Tıp Fakültesi takımında koşan Tolon Tosun'dan başkası değildir..

 

Tolon maratonu bıraktıktan sonra bu rakibine de kaptanlığını bırakır.. Yılmaz Soysal, şunun unutulmamasını istiyor:

 

"Beşiktaş kulübünde atletizmin nüvesini Tolon Tosun atmıştır."

 

1969

1970

1972

1979

1985

1990

1991

1992

 

Hasan Pulur, Aydın Boysan, Erdoğan Bozok, Oktay Atasü, Turgay Atasü, Mete Doğuş, Alp Göksan, Turgay Çekirge, Yılmaz Akalın, Altan Birkan.. Kimi Tolon Tosun'un çocukluk arkadaşı, kimi takım arkadaşı, kimi de okul arkadaşı.. Ne zaman ismi geçse önce gülümsüyorlar, Tolon Tosun'un şakaları ya da birlikte yaşadıkları anıları anımsayıp.. Sonra, sonra; uzun sessizlikler ve ardından anımsanan bir anıyla tekrar gülüşmeler..

 

Yıllarca diş hekimliği yapan Tolon Tosun'un oğlu da baba mesleğini seçer.. 1993 yılının 21 şubatında en uzun koşusuna çıkan babasının yaşayan arkadaşlarının diş hekimliğini üstlenen Tosun Tosun, içinden babasının anılarının döküldüğü bu ağızlara bakarken, kafasında ne koşular koşar kim bilir..

 

M. Şeref Özsoy