Son iki koşusu arasında 2
yıl 3,5 ay ara vermesine karşılık, hayatı boyunca toplam 94 maraton
koşar Tolon Tosun ve bunların hepsi için "Marjlı Defter"ine
tek tek notlar tutar..
Kimi koşuda köpeklerin
saldırısına uğrar, kimisinde birinci olarak bitirmesine karşın, önce
dördüncü sonra da beşinci ilan edilir.. Bu koşu için yazdığı yorumdan,
ne kadar duygusal bir kızgınlık yaşadığı rahatlıkla anlaşılır:
"Organizasyon diye bir
şeycikler yoktu."
Kaptanı olduğu
Beşiktaş'ın antrenmanlarında Beşiktaş rekorları kıran
Tolon Tosun, günlüğün kenarına, koşunun kaçıncı "müsabaka"
olduğunu da devamlı not eder.. Ne var ki bir ara sayıyı karıştırır..
Fark ettiği zaman da düzeltmekten geri durmaz.. Buradan anlaşılacağı
üzere, notlarını dönüp dönüp okumakta ve böylece tekrar tekrar
koşmaktadır..
İlk koşusu için "o
kadar halsizdim ki koşudan sonra ayakta dahi duramadım" diye yazan
Tolon Tosun, seksen dokuzuncu müsabakasında da fenalaşır ve
günlüğüne; "koşunun 4.cü km.sinde kramplanarak yarışamadım. Buna
rağmen koşuyu bitirdim, çünkü şimdiye kadar hiç müsabaka
terketmemiştim" diye yazar.. Ne acı ki, bir sonraki yarış,
hayatında terk ettiği ilk yarış olur.. Hem de 40 km.lik yarışın 39.
km.sinde bayıldığı için terk etmek zorunda kalmıştır.. Günlüğünden
okuyalım:
"35 km. (2s. 16) ve
bundan sonra çok acaipleştim. 39. kmde bayılmışım böylece hayatımda
ilk defa bayıldım ve ilk defa koşu terkettim. İlk yardım
hastahanesinde kendime geldim."
O yarışı birinci bitiren,
takım arkadaşı Selahattin Yıldız'ı arayıp buldum.. İşte
O'nun bu koşu ile ilgili anlattıkları:
"Onun hayatındaki en
önemli koşu; 9,4,1955'te koştuğumuz maraton yarışıdır. Bu maratona
Tolon'la birlikte hazırlandık. Fakat Tolon biraz tempocu adamdı. O
5000 m., 10000 m. koşularındaki temposuyla yarışı bitireceğini hesap
etmiş. Ve yarış İnönü Stadı'nda başladı. Maçka'yı beraber çıktık.
Mecidiyeköy, Hacı Osman bayırından aşağı sahile inip sahil yolundan
geliniyordu. 25 km.'ye geldiğimiz zaman, Tolon beni büyük farkla
geçmiş durumdaydı. 30 km.'ye geldiğimiz sırada, Tuncay Sözer '5 dakika
önde senden' dedi.. Bebek'e geldiğimde 6,5 km. filan kalıyordu İnönü
stadına, dediler ki 'aranız 3 km.' demek ki arayı kapatıyordum.
Ortaköy'e geldiğimde yakaladım Tolon'u. O kadar tempoyla koşmuş ki,
kendini bitirmiş. Büyük bir derece yapacağım diye bitirmiş kendini.
Şeref Stadı'na kadar beraber geldik. Sonra arkadan seslendiler, 'Mıgır
geliyor'. Ben de kaçtım. Çünkü Tolon yavaş gidiyor, belki de kalacak.
Birinci geldim, arkamdan Mıgır geldi ama Tolon yok. Sonra diğer
arkadaşlar geldi, 'Tolon terk etti ama, bitik durumda! dediler. Yani
tempoya uymuş, kendini harcamış."
|
|
|
|
|
|
|
|
1957 |
1958 |
1959 |
1960 |
1962 |
1964 |
1965 |
1968 |
Bu
yarıştan sonra, arkadaşı Selahattin'e: "Bizim işimiz
değil bu, bırakalım" der.. Kabul eder Selahattin ve
antrenmanları bırakır.. İstanbul birinciliğini kazanmış olmasına
karşılık, bir sonraki Türkiye Birincilikleri'ne katılmaz..
Ne var ki Tolon'a yarış terk etmek çok acı gelmiştir..
Türkiye Birincilikleri'ne Haydar Erturhan, Ahmet Aytar, Ali
Rıza Kasapoğlu, Mustafa Eken, Rüştü Erdoğan ile birlikte
Tolon Tosun da katılır ama, taktiği yine aynıdır.. Teşkilatta
görevli olan Selahattin Yıldız, arabayla takip etmektedir
yarışçıları.. İşte O'nun izlenimleri:
"Haydar Erturhan,
Ahmet Aytar gibi bizden çok güçlü addamları bırakmak suretiyle
gene aynı taktikle koştu. Hacı Osman'dan inerken de Sarıyer'den
dönerken de çok ilerdeydi. Lido'ya kadar başta geldi ancak
Lido'dan sonra ayakları geri geri gitmeye başladı. Nitekim Haydar
Erturhan ile Ahmet Aytar stada 1. ve 2. geldiler. Tolon bitmiş
olmasına rağmen yarışı terk etmedi. Stada girdiği zaman, geride
kalan rakipleriyle arasında çok büyük bir ara vardı. Stada
girdikten sonra bir tur koşmak gerekiyordu. Tolon o bir turu o
kadar zor koştuki; düştü düşecek, düştü düşecek. Son yüz metrede
bir öyle bir böyle gidip aynı yerde sayıkladı. Stattaki herkes
ayağa kalkmış ne olacağını bekliyordu. Ondan önce de İngiltere'de
bir atlet aynı böyle bitirmişti."
Sonunda
yarışı derecesi iyi olmamakla birlikte 3. olarak bitirir Tolon..
Selahattin Yıldız'ın son yorumu şöyle olur:
"Maraton için çok
kötü bir taktik uyguladı çünkü, maraton asıl 35. kilometrede
başlar. Ondan önce katıldığımız bütün yarışmaları, bütün
denemeleri hep kazanmıştı ama, maraton için yanlış bir taktik
uygulamakta inat ediyordu. Bir de önceki yarışta bana bırakalım
demeseydi, belki birlikte daha iyi hazırlanırdık, daha iyi bir
derece alabilirdik."
1958 yılında, uzun
bir aradan sonra tekrar maratona dönen Tolon'un
"Atletizm yapmak hoş şey, ama vakit olursa..." demesinden, iş
hayatına başladığı anlaşılıyor.. Diş hekimliğine başlayan Tolon
Tosun maratonu bırakır ama, Beşiktaş Kulübü ile
bağlantısını hiç koparmaz..
Bir çok arkadaşına
olduğu gibi, Yılmaz Soysal'ın da atletizme başlamasını
Tolon Tosun sağlamıştır.. Yılmaz Soysal o günleri
anlatırken Tolon Tosun'a olan minnettarlığını dile
getirmeden etmez:
"Kabataş Lisesi
son sınıfındaydım. Orta okuldayken astım hastası olduğum için
jimnastik derslerine giremezdim. Kabataş Lisesi birinci sınıfa
geçtiğimde, jimnastik hocası 'Sen niye girmiyorsun' diye sordu.
Astım olduğumu anlattım. 'Benzer durumdaki birçok kişiye yaptığım
bir tavsiye var. Herkes sabah 8'de okula geliyorken sen 7.30'da
geleceksin. Deniz kenarına gideceksin, denizin yosunlu olduğu bir
yerde derin derin nefes alacaksın. Bir gün 70 ise, ertesi gün 80,
sonra 90 nefes.'
Derken ben
astımdan kurtulduğum gibi, spora başladım. O dönemlerde Cambrich,
Oxford yarışları gibi bizde de Kabataş, Haydarpaşa, Galatasaray
üçlü yarışları vardı. Kabataş Lisesi'nin kaptanı da Tolon'du. O
müsabakalar için öğrenciler arasında seçme yapardı. Lisenin
öğrencilerini Şeref Stadı'na getirir, hurra koşturur, koşanların
içinden beğendiklerini seçerdi. Beni 1500 metre koşturdu. Sonra da
Beşiktaş Atletizm Kulübü'ne getirdi. Böylece 1951 senesinde
Beşiktaş'ta atletizme başladım."
Aralarında yaş farkı
olmasına karşılık, üniversiteler arası koşuda birbirlerine rakip
de olurlar.. Yılmaz Soysal öğrencisi olduğu İTÜ
takımındadır ve ikincilik kazanır.. Ne var ki birinci, İÜ Tıp
Fakültesi takımında koşan Tolon Tosun'dan başkası
değildir..
Tolon maratonu
bıraktıktan sonra bu rakibine de kaptanlığını bırakır.. Yılmaz
Soysal, şunun unutulmamasını istiyor:
"Beşiktaş
kulübünde atletizmin nüvesini Tolon Tosun atmıştır."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1969 |
1970 |
1972 |
1979 |
1985 |
1990 |
1991 |
1992 |
Hasan Pulur, Aydın
Boysan, Erdoğan Bozok, Oktay Atasü, Turgay Atasü, Mete Doğuş, Alp
Göksan, Turgay Çekirge, Yılmaz Akalın, Altan Birkan.. Kimi
Tolon Tosun'un çocukluk arkadaşı, kimi takım arkadaşı, kimi de
okul arkadaşı.. Ne zaman ismi geçse önce gülümsüyorlar, Tolon
Tosun'un şakaları ya da birlikte yaşadıkları anıları
anımsayıp.. Sonra, sonra; uzun sessizlikler ve ardından anımsanan
bir anıyla tekrar gülüşmeler..
Yıllarca diş
hekimliği
yapan Tolon Tosun'un oğlu da baba mesleğini seçer.. 1993
yılının 21 şubatında en uzun koşusuna çıkan babasının yaşayan
arkadaşlarının diş hekimliğini üstlenen Tosun Tosun,
içinden babasının anılarının döküldüğü bu ağızlara bakarken,
kafasında ne koşular koşar kim bilir..
M.
Şeref Özsoy
|
|